Tusaş’a Terör Saldırısı… Ağbaba’dan “güvenlik Zafiyeti” Tepkisi: “sorumlu Olan İdarecilerin de Hesap Vermesi Gerekir”
(ANKARA) – CHP Milletvekili Veli Ağbaba, TUSAŞ’a gerçekleşen terör saldırısının ardından güvenlik zafiyeti tartışmalarına ilişkin açıklama yaptı. Ağbaba, “Güvenlik konusunda hiçbir eğitimi, bilgisi, tecrübesi olmayan kişi sadece biraz daha fazla maaş alsın diye, TUSAŞ gibi bir kurumda çok kritik bir göreve atanıyor. Türkiye’nin gözbebeği ve savunma sanayiyle ilgili kritik bir kurumda yaşanan güvenlik zafiyetinin, olayın bu denli vahim boyutta olmasındaki payı mutlaka sorgulanmalıdır. Bundan sorumlu olan idarecilerin de hesap vermesi gerekir” dedi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TUSAŞ Ankara Kahramankazan tesislerine düzenlenen ve beş kişinin şehit olduğunu, 22 kişinin ise yaralandığı saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Ağbaba, “Savunma sanayimizin önemli kuruluşu Tusaş’la ilgili güvenlik zafiyeti hepimizde endişe yarattı ve tüm kamuoyunun kafasında soru işaretlerine yol açtı” dedi.
Güvenlik zafiyetine dikkati çeken Ağbaba, şunları kaydetti:
“Herkesin aklındaki neden böyle oldu sorusuna cevap aranırken, aslında son dönem birçok kurumda karşılaştığımız ‘liyakatsızlık’ gerçeğiyle karşılaştık. Hepimizin gözbebeği savunma sanayimizin kalbi bu kuruluş, bugün değil 1970’li yıllarda başlayan ‘kendi uçağını kendin yap’ kampanyası ile başlatılan Türk Silahlı kuvvetleri güçlendirme Vakfı’nın bir şirketidir ve 1986 yılında kurulmuştur. Şu ana kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin katkılarıyla buraya gelmiştir. Kendi alanlarındaki ‘en iyileri’ çalıştırarak fark yaratmıştır gurur duyduğumuz ürünler yapmıştır. Tabi ne zamana kadar: 15 Temmuz’u bahane edip vakıf şirketlerini ellerine geçire ne kadar. Bundan sonra kendilerinden görmedikleri bütün liyakatlı kadroları bu şirketlerden gönderip sadakatli elemanlarını doldurdular. Savunma Sanayi’ni yandaşlar için istihdam merkezi gibi gören anlayış, 4 bin 500 nitelikli çalışan sayısını, birçoğu torpille yeni personel atamak yoluyla 17 bine çıkarmıştır. Burada bir gelecek görmeyen nitelikli personel de Hollanda’ya Almanya’ya yurtdışına gitmiştir.
“Güvenlik konusunda hiçbir eğitimi olmayan bu kişi sadece biraz daha fazla maaş alsın diye…”
Şimdi gelelim saldırı gününe ve her vatandaşın sorduğu soruya. Bu kadar stratejik öneme sahip bir yeri kim koruyor? Güvenliğin başında kim var? Temel Kotil’in 2017’de yönetici olmasıyla beraber bütün nitelikli yöneticilerin gönderildiği dönem, daha önce Enerji Bakanlığı’nın özel kaleminde yardımcı personel olarak çalışan askerliğini bile er olarak yapan, daha sonra açık öğretimi bitiren biri güvenliğin başına atanıyor.
Kim bu kişi, Mustafa Çiftçi. Güvenlik konusunda hiçbir eğitimi, bilgisi, tecrübesi olmayan bu kişi sadece biraz daha fazla maaş alsın diye, TUSAŞ gibi bir kurumda çok kritik bir göreve atanıyor. Tek özelliği Cumhurbaşkanlığı Özel kalem Müdürü Hasan Doğan’ın kayınbiraderi olması. Yedi yıldır bu görevde olan kişiye mi hesap sormalı, yoksa liyakatsiz kişileri oraya atayan şirket yöneticilerine mi hesap sormalı? Bu arada aynı dönemde bir atama daha yapılıyor. Sercan Oktay. Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yeğeni. İlaç represantı olarak çalışırken, hiçbir teknik bilgi ve tecrübesi yokken, 2017’de TUSAŞ Tesisler Onarım ve Bakım Müdürlüğüne atanıyor. Yerinde ODTÜ elektrik mühendisi olan 20 yıl tecrübeli biri varken, onu alıp bu arkadaşı atıyorlar. Bu büyüklükteki bir şirkette, bütün tezgahların, tesisin bakımından sorumlu olan kişi. Bu arkadaş atandıktan sonra dört ay odasından çıkmıyor aman birisi bir soru sormasın diye. Üstelik daha fazla maaş alsın diye, bir alt şirket kurup şimdi onun başına genel müdür olarak atanıyor.
“Sebep liyakatsiz atamalar”
TUSAŞ da güvenlik zafiyeti neden var? Sebebi anlamak zor değil. Sebep liyakatsiz atamalar. Bunlar sadece örneklerden birkaçı. Ayrıca böyle bir kuruluşa, dış güvenlik için jandarma veya polis neden zırhlı araç konulmadı. Bir tane resmi polisin dahi olmaması zafiyet değilse nedir?
Milletvekillerinin bile 3’er 5’er koruması varken, Bakanların, Cumhurbaşkanlığı’nın sayısız koruma ordusu varken, böyle önemli bir kurumda bir tek polis yok. Türkiye’nin gözbebeği ve savunma sanayiyle ilgili kritik bir kurumda yaşanan güvenlik zafiyetinin, olayın bu denli vahim boyutta olmasındaki payı mutlaka sorgulanmalıdır. Bundan sorumlu olan idarecilerin de hesap vermesi gerekir.”